Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu tarafından belirlenen ve 14 Mayıs 1984 tarihinden bu yana kutlanan Dünya Çiftçiler Günü geldi.
Yıllar içinde iktidarın uyguladığı tarım politikaları çiftçilerin üretim yapmasını zorlaştırdı.
TBMM’de Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer çiftçilerin sorunlarını Cumhuriyet TV’de anlattı.
” AKP ACIMASIZ BİR TARIM POLİTİKASI UYGULADI”
1980’de 24 Ocak Kararları sonrası Türkiye’nin tarım politikalarının değiştiğini belirten Gürer, “IMF ve Dünya Bankası hazırladığı raporlarda Türkiye’nin tarımda değil sanayi ve turizmde gelişme önerildi. Bu politikayı AKP acımasız bir biçimde uyguladı. Gübre ve yem fabrikaları kapatıldı, kooparatiflerin içi boşaltıldı. Hem çiftçi hem hayvancılar sorunlarla boğuşuyor. Türkiye Ziraat odalarının 5 milyona yakın üyesi var, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olan çiftçi sayısı 2,3 milyon civarında, sigortalı olarak bu işi sürdüren çiftçi ise bunun dörtte biri kadar” dedi.
“YAŞ ORTALAMASI DÜŞTÜ”
Çiftçilikte yaş ortalamasının 55-60 aralığına yükseldiğini, tarım alanlarının ise organize sanayi ya da enerji santralleriyle dolduğunu söyleyen Gürer, “1980’de 28 milyon hektar tarım arazimiz varken 23 milyona kadar geriledi. Sonunda Türkiye buğdayından arpasına Ayçiçek yağından pamuğuna ithal eder duruma geldi. Girdi maliyetleri kontrol altına alınmıyor, ürün satılacağı zaman da düşük taban fiyat uygulanıyor. Çiftçi artık canından bezdi, bu işi yapanlar da yapacak bir işi olmadığından çiftçiliği sürdürüyor” ifadelerini kullandı.
Atatürk’ün Cumhuriyetin ilk 10 yılında uyguladığı tarım politikalarının önemli bir referans olduğunu ifade eden Gürer, bu politikaları örnek alındığı takdirde Türkiye’nin kendi kendine yetebilen bir ülke olabileceğini belirtti. Gürer, “Güneşimiz var, suyumuz var, çiftçimiz var neden üretmiyoruz” dedi.
“411 MİLYAR YERİNE 91 MİLYAR LİRA AYRILDI”
Yanlış politikaların tüketiciyi zora soktuğunu üretenleri ise tarımdan soğuttuğunu aktaran Gürer, “Ulusal Süt Konseyi sütün fiyatını en son 14 lira 75 kuruşa yükseltti ancak rafta çiğ süt 40 lira. Aile tipi işletmeler mağdur edildikçe büyük şirketlerin eline kalıyoruz ve market fiyatı her gün artıyor. Tarım zor bir iştir, tatili bayramı yoktur. Yem, gübre, tohum ithal mazot ise pahalı. Bu ekonomik koşullarda tarımın sürdürülebilmesi için sübvanse edilmesi gerekiyor. Tarım Kanunu’nun 21. maddesine göre bu yıl bütçeden çiftçilere verilmesi gereken destek 411 milyar lira, verilen ise 91 milyar lira” diye konuştu.
ÇİFTÇİYE HANGİ DESTEKLER VERİLMELİ?
Gürer tarıma yönelik uygulanması gereken destek politikalarını ise şöyle sıraladı:
– “Mazottan ÖTV ve KDV’nin kaldırılması,
– Kırsala dönen kadınların sosyal güvenlik priminin devlet tarafından ödenmesi,
– Çiftçilerin 9 bin olan prim gününün 7 bin 200 güne çekilmesi,
– Çiftçi tohumunu, gübresini temin edebilecek kadar desteklenmeli,
– Çiftçinin zarar ve kayıplarının telafi edilmesi,
– Kooparatifçiliğe hızlıca dönülüp satış aşamasında çiftçi desteklenmeli,
– Çiftçi bir yıl önceden ne ekeceğine karar verirken taban fiyat açıklanmalı,
– Çiftçilerin kredi alımı kolaylaşmalı.”